07 Ekim 2010

And all that jazz!



Yıl 2000, GSÜ Müzikal ve Drama Kulübü'nde ilk kez müzikal icra etmeye başlıyorum. Daha koroya gireli 2-3 ay olmuş ki on kişilik bir ensemble için seçiliyorum. Hayatımda ilk kez sahnede şarkı söyleyeceğim, üstelik kalabalık bir koronun içine kaynamaktansa on kişiyle birlikte sahnenin önünde, koreografiyle! Şarkımız, sahnede özgüvenin tavan yapması gereken All That Jazz. Tahmin edersiniz ki berbattım =) Yine de All That Jazz hep özeldir benim için...

Geçen yıl Broadway'de izleme şansına sahip olmuştum Chicago müzikalini. Beklediğim gibiydi her şey. Velma'yı oynayan kadına hayran kalmıştım. Geçen hafta ise TİM Maslak Show Center'da izledim. Prodüksiyn birebir aynıydı sanıyorum. Ancak elbette ki İstanbul aleyhine iki majör fark vardı.

1. Kadro
Broadway'de yıldızlar sahnededir. Çoğu Tony ödüllü, başka prodüksiyonlarda beğeni toplamış ve o camiada meşhur isimler. Turneye çıkanlar ise normalde koroda yer alacak oyuncular.

2. Seyirci
Yüksek sesle şarkılara eşlik eden mi dersiniz, oyuncular daha selam verirken paltosunu giyip salonu boşaltanlar mı. Doğru yerde alkışlamayı becerenlere madalya takacaktım, o derece.

Yine de gidilmesi, görülmesi gerek. Özellikle de her fırsatta magazin kamerlarına "en büyük hayalim müzikalde oynamak" diyenler, Lüküs Hayat'ı on defa ayakta alkışlayanlar (alkış Zihni Göktay'a ise o başka), Haldun Dormen'i müzikal yönetmeni zannedenler izlesin.

Come on babe!

Hiç yorum yok: