25 Ocak 2010

Cupcakemania


Biraz geç oldu cupcake ile tanışmamız. 2009'da yavaş yavaş İstanbul'Un tüm kafelerine, pastanelerine girdiler. 2010 ise tam anlamıyla cupcake çılgınlığı senesi olarak kayıtlara geçecek.
Bu yıla kadar cupcake'e en yakın tanıdığımız muffin idi. Onun da değeri pek bilindi sayılmaz. Starbucks'ta yemenin dışında evde pişiren, aşeren, misafirliğe giderken götüren pek bulunmaz. Belki de onun bu silikliğindendir ki kokoş kardeşi cupcake bugüne kadar kendini gizledi. Sadete gelelim; şimdi herkes butik cupcake'ci oldu; ya bir kafeye yapıyor, ya da blogundan satıyor.
Bir süredir gittiğim her yerde cupcake deniyorum, çünkü düğün pastası yerine cupcake yaptırmak niyetindeyim. Yazın Magnolia Bakery'nin efsaneleşmiş cupcake'Lerinden tatma şansı bulmuş biri olarak çıtam epey yüksekte. Artık Starbucks'ta bile bulunduğunu gözönünde bulundurursak hepsinden bahsetmeyeceğim
korkmayın. Sadece şimdiye dek İstanbul'da tattığım en iyi ve en kötü cupcake'leri paylaşmak istiyorum, şaşırmaya hazır olun:

En kötü: Bebek'teki Happily Ever After'ınki. Görüntüsü muhteşem, tat korkunç. Keki son derece kuru, kreması sadece pudra şekerinden yapılmış gibi iç bayıcı.
En iyi: Caffe Nero'nunki. Görüntüsü çok da davetkar değil aslında. Keki çikolata rengi, kreması çikolata rengi, üzerindeki serpme süsler bile çikolata rengi. Ama tadı, olması gerektiği gibi harika. Caffe Nero için Cake Studio tarafından hazırlanıyor. Fiyatı 3 TL. Sanırım düğün pastamı buldum!

1 yorum:

Ceren dedi ki...

Momo'dakiler de fena değil, tavsiye ederim