08 Kasım 2011

Londra kaçamağı




Amerika'ya gelmeden evvel birkaç günlüğüne Londra ziyareti yaptım. En iyi arkadaşım orada yaşıyor ve yeni bebeği oldu. Zaten az görüşebildiğimiz için vaktimin büyük bölümünü arkadaşım ve minik yeğenimle geçirmeyi tercih ettim ama oraya kadar gitmişken şehrin havasını koklamadan olmazdı. 
Bir sabah Tottenham Court Rd'da bir arkadaşımla buluşup kahve içtim. Aynı akşamüstü tiyatro biletim olduğu için yürüyerek Picadilly, West End civarlarına gidip o civarda vakit öldürdüm. Tipik bir pub'da biramı yudumladım, 
 Daha kötü şeylere de benzetebilirim de şimdi iştahınızı kaçırmayayım.  Vakit geldiğinde nihayet dünyanın en uzun süredir oynayan oyunu 'The Mousetrap'e gittim. Çok klasik ama çok güzel. Zaten Agatha Christie öykülerine bayılırım. Daha uzun yıllar oynamayı hakediyor. 
Çıkışta yolumu Covent Garden'dan geçirip güzel bir dondurmacı keşfettim: The Icecreamists. Dükkanın logosundan çalışanların üniformasına her şey çok güzel ve farklı tasarlanmış. İlk açıldıklarında anne sütünden dondurma yapıp bu sayede isimlerini epey duyurmuşlar şehirde. Anne sütlü dondurma artık olmasa da bir sürü değişik seçenek mevcut. Ben farklı şeyler denemeye bayılırım ama bu sefer kötü bir tecrübe oldu. Hayatımda yediğim en kötü dondurmayı yedim. Chili biberli (ama çikolata-paprika değil, o güzel bak!) dondurma; pizzalı dondurma gibi bir şeydi. Ama diğer çeşitler güzel, dükkan ultra güzel, mutlaka gidin yolunuz düşerse. Buradan detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.



Ha bu arada, Londra'ya giderken Facebook ya da Twitter'a 'London calling' yazmamıştım. Lanetlenir miyim dersiniz?

Londra souvenir'leri

Adını hatırlayamadığım Londra pub'ı

Ustteki chili biberli dondurma, alttaki Nutella.

The Icecreamists'in polis üniformalı dondurmacıları

1 yorum: